28 Nisan 2010 Çarşamba

İstanbul Üniversitesi Pavyonu

“Bir saç bakım markası; davetiyelerin gümüş tepsilerde gittiği, herkesin evinden özel araçlarla alındığı ve kapıda şampanyalarla karşılandığı çok özel bir davet verdi...”


Verdi de bize mi verdi ya da bilimsel bir buluş ya da insanlık yararına fayda sağlayan bir açıklama için mi verdi?


“Okul içinde alkol almak ve satmak 6 ay uzaklaştırma cezası ile cezalandırılır…”der kendi yönetmeliği İstanbul Üniversite’sinin…

Mezunlarının okula alınmadığı,öğrencilerinin farklı bir bölümdeki arkadaşının yanına dahi giremediği bir üniversitede yıllardır oynana gelen bir filmin arka planıdır bu.

Seçkin davetlilerle adeta Ortaköy bar-pavyonlarına benzetilen bir üniversitenin son durumu,acınılası ve bilim adamı diye ortalarda dolaşanların yüzüne tükürülesi zamanlarda yaşamaktayız.

En ufak bir farklı görüşe soruşturmaları,polis coplarını,özel güvenlikleri hak gören ve de bunlar kandırılmış,dışarıdan gelen diyen böyyük başlar,okul ile bilim ile hiçbir teması olmayan şenliklere okulumuzun kapısını sonuna kadar açarak adeta kapı önünde bekleyen Mustafa Kemal ve O’nun iki yanındaki genç ile hemen arkalarında duran Turan Emeksiz’in mezarlarında bile rahat duramamalarını sağlamaktadırlar.

Sorular vardır,cevabı belli,belirsiz!..

1- Kérastase ile üniversitenin ne gibi bir bağı vardır?

2- Bu tip etkinliklere nasıl ve kaç lira karşılığı izin verilmiştir?

3- Zeballah gibi öğrencilerin tepesine dikilen özel güvenlikler bu okul dışından gelenleri nasıl ve niye almışlardır?

4- İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet’e, değeri 260 bin Euro olan BMW marka bir makam aracı hediye edildi.Acaba bu arabaların diyeti midir bilim yuvalarında yapılan şen şakrak eğlencelerin bedeli?

5- Yoksa “5th The International Society for the History of Islamic Medicine” toplantılarına hanımını başkan yapmanın bedeli midir okulları Ortaköy-bebek pavyonlarına çevirmenin?

6- Yoksa kafasında saç olmayan bir Rektörün,saç bakım ürünlerine sevdası mıdır?

Ve de üniversiteler parayı verenin rektörleri dansöz gibi masalarda oynatabilecekleri bir pavyon mudur?

Rektörü iktidarın has adamı,haberi veren gazete iktidarın gazetesi,seçkin davetli denenler bu ülkenin hiçbir işe yaramayıp bütün malvarlığını kemirenler,okullarında bağımsızlık ve bilim diyenler ise okuluna alınmayan hatta atılan kandırılmış diye horgörülen ve susturulmak istenen,zavallı yaratıklar,vay benim güzel yaratıklarım,sizler bu ülkenin namusu ve onurusunuz.

Okul binalarını pavyona çevirmeyen ve bunun olmasına göz yummayacak gerçek bilim adamlarının da birgün yurdumuzda olabileceği umudu ile…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder