25 Eylül 2010 Cumartesi

Ne beş vaktin ezanı, ne Anjelüs çanları

Ne gökten necat geldi, ne bir parça merhamet 

Çalışan esirlere İsa, Musa, Muhammed,

Sade bir satır dua, bir tütsü, buhur verdi 
Masal cennetlerinin yollarını gösterdi.
Ne beş vaktin ezanı, ne Anjelüs çanları 
Zincirden kurtarmadı yoksul çalışanları.
Yine biz köleleriz, efendilerimiz var, 
 Yine her mel’un taşı yosunlaşmış bir duvar,
Esir-efendi diye koymuş da adlarını 
İki bahta ayırmış arzın evlatlarını.
Efendi işletiyor, esir işliyor yine. 
Yine efendilerin gümüşlü sofrasından,
Kar gibi ekmeğinden, şarap dolu tasından 
Kırıntı, artık bile düşmüyor işleyene.
Yine biz esir geçen her günün akşamında

Eve sade bir lokma ekmek getiriyoruz.

  (Nazım Hikmet; Meşin Kaplı Kitap)